Serbest zaman etkinliği videoları

16 Mart 2016 Çarşamba

OKUL ÖNCESİN DE MATEMATİK GELİŞİMİ

OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOCUĞU VE MATEMATİK

Okul öncesi dönemdeki çocuklar meraklı, araştırıcı, hayal güçleri kuvvetli ve sorgulayıcıdırlar. Çocukların bu yöndeki gelişimlerini desteklemek amacıyla, onların araştırabilecekleri, meraklarını giderebilecekleri, neden sonuç ilişkisini görebilecekleri, çeşitli fikirler öne sürerek tahminlerde bulunabilecekleri fırsatlar vermeli, oynayarak öğrenecekleri eğitim ortamları hazırlanmalıdır. Çünkü çocuklar en iyi şekilde yaşayarak, oynayarak öğrenirler.  Oynarken görmek, dokunmak, hissetmek, tadına bakmak ya da koklamak isterler. Bu davranışlar çocuğun zihinsel kapasitesini geliştirir. Bu da çocukların merak ve araştırma duygularını geliştirici ve zihinsel yeteneklerini uyarıcı etkinliklerden biri olan matematik ile mümkündür. Günlük yaşamda karşımıza bir çok şekilde çıkan matematik konularını okul öncesi dönemde ele alıp çocukları geleceğe daha donanımlı biçimde hazırlamak, bu bilgilerin günlük yaşantıda ne şekillerde kullanılabileceğini onlara öğretmek ve matematiği çocuklara sevdirmek başta eğitimciler olmak üzere anne-babalar ve çocuklarla çalışan profesyonellerin  sorumluluğundadır. Okul öncesindeki çocukların öğrenmesi gereken evrensel standartlar arasında (NCTM, 2000; Aktaran: Dodge, Colker ve Heroman, 2002) yer alan matematik ile ilgili kavramlar aşağıda belirtildiği gibi tanımlanmıştır. • Sayı kavramı
• Modele bakarak yapmak ve ilişkilendirmek
• Geometri
• Ölçme
• Bilgi toplama, organize etme ve ifade etme Okul öncesi dönem çocuklarının matematiksel düşünmelerinin temelinde sezgilerin de yer aldığı bilinmektedir. Çocuğun ilk deneyimleri daha sonra okulda öğreneceği yazılı sembollere dayanan formal matematiğin temellerini oluşturur. Okulda verilen formal matematiğin çocuğun düşünce düzeyine uyum sağlaması ve bazı öğrenme problemlerinin yaşanmaması için okul öncesi dönemde kazanılan informal bilgiler son derece önemlidir. İnformal matematik ile kastedilen günlük yaşantılardan öğrenilenler, formal matematik ise okulda bir program dahilinde verilen eğitimi içermektedir.
Matematik kavramları okul öncesi eğitim programlarının her alanında yer alır. Bloklarla oynama, bahçe oyunları, müzik, masa etkinlikleri, Türkçe dil etkinlikleri, yaratıcı drama, fen ve doğa etkinlikleri matematik eğitimi ortamı olabilir. Bu ortamlar çocukların deneyim elde etmelerine, ileride daha kolay öğrenmelerine yardımcı olmaktadır. Çokluk, sayma, kümeler, toplama-çıkarma, bölme-çarpma işlemleri gibi sayılarla ilgili temel kavramların yanı sıra, şekiller, ağırlık, hacim, pozisyon ve yön gibi uzaysal konum, ölçüler, zaman ve para gibi kavramlar matematiksel kavramlar içerisinde öğrenilir. Matematikle ilgili kavramların öğretilmesinde; çocuğun matematik gelişimini destekleyici uygun matematik etkinlikleri çeşitli oyun materyalleri ve oyun aktiviteleri ile planlanmalıdır. Bu planlamada öncelikle somut nesnelere, daha sonra resimli, son olarak sembolik materyaller içeren etkinliklere yer verilmeli. Keşfederek, açıklayarak, problem çözerek ve yapısalcı öğretim yöntemleri ile matematik eğitimini zevkli ve etkili kılacaktır.
Ayrıca kavramların öğretilmesinde aşağıdaki sıranın takip etmesi önemlidir. • sınıflandırma,
• birebir eşleme,
• karşılaştırma,
• sıralama,
• sayı kavramı,
• işlem kavramı,
• uzaysal algı,
• geometrik şekiller,
• ölçme ve grafikler, Çocuğun gelişim özellikleri dikkate alındığında; gelişimin bütünsel olduğu, zamanın ve kritik dönemlerin önemi, çocukların kalıtımsal özellikleri ile kendilerini ortaya koyuştaki bireysel farklılıkları ve en önemlisi çocuğun çevresindeki yaşantıların belirleyici katkısı olduğu düşünüldüğünden, matematik eğitimi ile okul öncesi dönemdeki çocuklar için matematiğin daha kolay öğrenilebilen, yaşamdan uzak olmayan, kalıcı ve eğlenceli bir süreç olabileceğini söylemek mümkündür. Okul öncesi eğitimde, okulun fiziksel koşulları, oluşturulan öğrenme ortamı ve eğitim materyalleri çocuğun oyun içinde matematiksel kavramları kazanmasına yardımcı olurken; aynı zamanda problem çözme becerisine ve matematiksel düşünmesine önemli katkı sağlar.  Matematiksel düşünme becerisinin ilköğretimde çok önemli olduğu bilinmektedir. İlköğretime bu becerileri kazanmış olarak giden çocukların bu konuda diğer çocuklardan daha iyi oldukları yapılan araştırmalarla belirlenmiştir (Charlesworth, 2004 ). Bu nedenle erken dönemde verilen okul öncesi matematik eğitiminin küçük çocukların sağlıklı gelişimine ve onların sonraki okul başarılarına olan etkisi düşünüldüğünde her bakımdan yeterli bir okul öncesi eğitimin verilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır.

OKUL ÖNCESİNDE BESLENME

 Okul Öncesinde Sağlıklı Beslenme


Bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden beklenen uygarlık seviyesine ulaşabilmesi ancak bedensel ve zihinsel yönden güçlü, sağlıklı ve yetenekli bireylerin varlığına bağlıdır. Ülkemiz nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan çocuk ve gençlerin yeterli ve dengeli beslenmiş olmaları, onların gelecekte sağlıklı ve üretken bireyler olması için ön koşuldur. Çocuğun kişiliği özellikle okul öncesi dönemde şekillenmekte, yetişkinlik çağındaki davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi bu yıllara dayanmaktadır. Okul öncesi çocuklarda hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle pek çok besin öğesine olan gereksinim yaşamının diğer dönemlerine oranla daha fazladır. Bu nedenle bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme kadar, iyi geliştirilmiş beslenme alışkanlıkları edinmek de çok önemlidir. Çocuğun bu yaşlarda kazandığı sağlıklı beslenme alışkanlıkları hayatının sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Çünkü sağlıklı beslenme çocuğun bedensel, sosyal ve duygusal gelişmesi ve davranışları üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Bir-altı yaş grubu çocukları kapsayan okul öncesi dönemi “oyun çocuğu” dönemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu dönemde ilk yaştan itibaren çocuk giderek bağımsızlık kazanmaya başlar, aile içinde çocuk değişmeye başlayan bir birey haline gelir. Bu sayısız gelişme ve değişme döneminde çocuğun yeme alışkanlıkları da doğrudan veya dolaylı olarak ailenin, özellikle anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.
Oyun çocuğu döneminde çocuk beslenme bakımından kendisine sunulan besinlere tabidir. Anne, baba ve varsa bakıcılar kendi yiyecek alışkanlıklarının, sevdikleri ve sevmedikleri şeylerin çocuk tarafından taklit edileceğini bilmelidirler. Anne ve babanın yedirme için ısrarları, ödüllendirme, ceza verme gibi yemek yeme sürecini vurgulayan tutumları çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiler. Çocukların yiyecek tüketimleri günlük olarak değişmektedir ve bazı günler az, bazı günler fazla yemeleri bu yaş grubunun özelliklerindedir. Bununla birlikte yemeklerini belirli saatte vermek, öğünler dışında abur cubur tabir edilen bisküvi, kraker, simit, kola, çikolata gibi besinlerin yenmesine izin vermemek gibi önlemlerle çocuğu düzenli bir beslenme programına alıştırmaya çalışılmalıdır.
Ülkemizde okul öncesi çocuklarda görülen önemli sağlık sorunları arasında protein-enerji malnütrisyonu, D vitamini yetersizliği, anemi, çeşitli vitamin yetersizlikleri, basit guatr ve yaygın diş çürükleri yer almaktadır. Ayrıca son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de okul öncesi ve okul çağı çocuklarda obezite (şişmanlık), yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarındaki hızlı değişimlere bağlı olarak hızla artan bir sorun haline gelmiştir. Okul öncesi çocuk grubunun beslenmeleri tamamen başkalarına bağlı oldukları için bu yaş grubunda görülen aşırı yemek yeme yani şişmanlık daha çok anne, baba ve bakıcıların hatasıdır. Enerji tüketiminin artmasıyla fazla tüketilen bu enerji yağ olarak vücutta depolanır ve aşırı kilo alımı ile kendini gösterir.
Okul öncesi çocuklarda sağlıklı beslenmeye ilişkin öneriler aşağıda sıralanmıştır.
  • Çocukların sağlıklı beslenmesi için dört besin grubunda bulunan çeşitli besinlerden yeterli miktarlarda ve dengeli bir şekilde tüketmeleri gerekmektedir. Süt grubunda yer alan süt, yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir, kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç vb. besinlerin her öğünde yeterli miktarlarda tüketilmesi önerilmektedir.
  • Çocukların özellikle kemik ve diş gelişimi için günde 2-3 su bardağı kadar süt veya yoğurt, 1 kibrit kutusu kadar beyaz peynir tüketmeleri önemlidir. Günlük beslenme planı içine yüksek kaliteli proteinlerden 1 yumurta, 500 ml süt veya yoğurt, 1 köfte kadar et veya 1 porsiyon kurubaklagiller tüketiliyorsa çocuk için protein alımı yeterlidir.
  • Çocuklar için en önemli öğün kahvaltıdır. Bütün gece süren açlıktan sonra, vücudumuz ve beynimiz güne başlamak için enerjiye gereksinim duymaktadır. Çocukların her sabah düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalarına özen gösterilmelidir. Peynir, haşlanmış yumurta, taze meyve suyu, birkaç dilim ekmek veya 1 bardak süt, poğaça, mandalina çocuklar için yeterli ve dengeli bir kahvaltı örneğidir.
  • Gün boyu fiziksel ve zihinsel performansın en üst düzeyde tutulabilmesi, düzenli olarak ara ve ana öğünlerin tüketilmesi ile mümkündür. Bu nedenle, öğün atlanmamalıdır. Günlük tüketilecek besinlerin 3 ana, 2 ara öğünde alınması en uygun olanıdır.
  • Yüksek oranda şeker ve şekerli besinler çocukların beslenmesi için olumlu değildir. Şeker alımı ile iştahsızlık ve diş çürümeleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu riski azaltmak veya en aza indirmek için şekerli içeceklerin, tatlıların, bisküvi, çikolata gibi besinlerin fazla tüketilmemesi özellikle ara öğünlerde çocuklara verilmemesi bu besinler yerine taze meyvelerin tüketilmesi önerilmektedir.
  • Yetişkinlere ve okul çağındaki çocuklara kıyasla okul öncesi çocukların beslenmesinde şeker besinlerle alınan enerjinin çok daha fazlasını sağlar. Yüksek oranda şeker tüketen çocukların beslenmelerine bakıldığında asıl şeker kaynağının meyveli şekerler, hazır meyve suları, kolalı içecekler oluşturmaktadır. Bu içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, süt, ayran vb. içeceklerin tüketimi tercih edilmelidir.
  • Sağlıklı yaşam için çocuklara el yıkama ve diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çok önemlidir. Kirli eller, basit bir soğuk algınlığından ölümcül hastane enfeksiyonlarına kadar pek çok hastalığın nedeni olabilmektedir. Bu nedenle çocuklara, özellikle yemek yemeden önce ve sonra, tuvalete girdikten sonra, dışarıda oyun oynadıktan sonra, dışarıdan eve gelince ellerini, ılık akan su altında sabun ile iyice ovuşturarak yıkamaları konusunda alışkanlık kazandırılması gerekmektedir.

OKUL ÖNCESİN DE SERBEST ZAMAN VİDEOLARI




OKUL ÖNCESİN DE AİLE KATILIMI

Aile Katılımının Tanımı

Aile katılımı; çocuğun gelişimi, öğrenmesi, okuldaki ve hayattaki başarısı için vazgeçilmez bir güçtür. Uzun yıllar aile katılımına yönelik yapılan araştırmalar bize şunu tekrar tekrar göstermiştir: ‘Katılan ailelerin’ çocuklarının; sağlıklı, bilgili, sorumluluk sahibi bireyler olma şansları daha yüksektir. Önemi, etkileri ispatlanmış olsa da bizde ve pek çok başka ülkede uygulamaya geçirilmesinde zorluklar yaşanmaktadır.
Aileler çocuklarının ilk öğretmenleri olarak, onlar okula başlayana kadar gelişimlerinden ve eğitimlerinden birinci derecede sorumludur. Ebeveynlerin bu sorumlulukları çocukları okula başladığında sona ermez, sadece bunları öğretmenlerle paylaşmaya başlarlar. Ailelerin çocuklarının eğitimleri konusunda, yaşam boyu sorumlulukları ve imkanları olduğunu belirten araştırmacılar (Mc Bride ve Rane, 1996; Eliason ve Jenkins, 2003; Morrison, 2003) birçok ailenin sahip oldukları bu önemli ve etkin rollerinin farkında olmadıklarını belirtmektedir.
Okullar ise, eğitim öğretim görevlerini yerine getirirlerken aile ortamının çocuk üzerindeki etkisini kabul etmek ve bundan yola çıkarak hareket etmek zorundadır. Bu zorunluluk aynı zamanda ailelerin katılımının önemini vurgulamaktadır.
"Aile katılımının yaygın kabul edilen, kesin bir tanımının olmayışı ise bu kavramın çok boyutlu olmasından kaynaklanmaktadır. Eğitimciler arasında bu kavrama ilişkin ortak bir anlayış yoktur" (Whitmarsh, 2009). 
Farklı boyutları içeren birkaç tanıma bakalım:
Aile katılımı;
  • ailenin desteklenmesine ve eğitilmesine,
  • ev ile eğitim kurumu arasındaki iletişimin arttırılmasına ve bunun sürekliliğinin sağlanmasına,
  • ailenin eğitim süreçlerine katılmasına ve katkıları ile eğitimin zenginleştirilmesine
yönelik sistematik bir yaklaşımdır.
Aile Katılımı
"Aile katılımı; anne- babaların ve diğer aile üyelerinin, çocukların eğitimi ve gelişimine katkıda bulunmaları için eğitim programına katıldıkları bir süreçtir" (Morrison, 2003).
Aile katılımında amaç; okul ile ev arasındaki koordinasyonu sağlayarak çocukların gelişimlerinde ve eğitimlerinde birlikte hareket etmeyi sağlamak ve bu sayede bu süreci desteklemektir.
Esasında her okul kendi aile katılımı tanımını yapmaktadır. Çocukların gelişimleri, içinde yaşadıkları koşullar, ailenin ve okulun beklentileri, ebeveynlere, öğrencilere ve öğretmenlere biçilen roller, kültürel bakış açıları, aile katılımına yönelik yönetmelikler bir okulun ‘aile katılımı’ tanımını etkileyecektir. Bu tanım; aile katılımına yönelik belirleyecekleri çerçeveyi, planı, etkinlikleri ve değerlendirmeleri etkileyecektir, temel oluşturacaktır.

SERBEST ZAMAN ETKİNLİKLERİNİN ÖNEMİ

1. SERBEST ZAMAN ETKİNLİKLERİ
Serbest zaman etkinlikleri, programın ilk etkinlikleridir. Bu etkinliklerin çocukları diğer
etkinliklere ve güne hazırlama özelliği vardır. Ancak her güne serbest etkinlikle başlama
mecburiyeti yoktur. Öğretmen isterse çocukların ilgisini çekmek ya da o günkü etkinliklere
çocuğu hazırlamak amacıyla serbest zaman etkinlikleri yerine farklı bir etkinlikle de güne
başlayabilir. Öğretmen, serbest zaman etkinliklerinde çocukların bireysel ihtiyaçlarına ve
ilgilerine yönelik olarak çok sayıda seçeneği aynı anda sunmalıdır. Bu etkinliklerdeki
serbestlik çocukların etkinlik seçmedeki özgürlükleridir. Bu etkinliğe ayrılan süre içinde tek
başlarına ya da grup halinde istedikleri etkinlikte bulunabilirler. Planda belirlenen amaçlar
doğrultusunda gerekli araç gereç öğretmen tarafından hazırlanır. Ancak çocuklar istedikleri
araç gereci seçmede özgürdürler. İyi planlanmış bir serbest zaman etkinliği çocukların
amaçlanan kazanımlara ulaşmalarında sayısız yarar sağlar. Serbest zaman etkinlikleri, ilgi
köşelerinde oyun ve sanat etkinliklerinden oluşmaktadır.
 Okul öncesi eğitim kurumlarında ilgi köşeleri;
 Evcilik,
 Fen ve matematik,
 Sanat,
 Resimli kitap,
 Blok,
 Müzik,
 Kukla,
 Eğitici oyuncak,
 Geçici ilgi köşelerini içermektedir.
 Serbest zaman içinde sanat etkinlikleri de yapılabilir. Bu etkinlikler:
 Yoğurma maddeleri,
 Kağıt çalışmaları,
 Boya çalışmaları,
Kolaj gibi çalışmalardan oluşur.
Serbest zaman diliminde çocuklar yetişkin yönlendirmesi olmadan kendi ilgileri
doğrultusunda oynayacakları köşeleri ve oyun arkadaşlarını seçerler. Köşelerde oyun olarak
da isimlendirilen serbest zaman etkinlikleri çocuk oyunlarından “yapılandırılmış oyun”
kategorisi için değerlendirilmektedir.

1.1.Serbest Zaman Etkinliklerinin Tanımı ve Önemi
Serbest zaman etkinlikleri, programın ilk etkinliğidir. İlgi köşelerinde oyun ve sanat
etkinliklerinden oluşmaktadır. Çocukları diğer etkinliklere ve güne hazırlama özelliği
taşıdığı için mümkün olduğunca programdaki yeri değiştirilmemelidir. Bu etkinliklere
programda ayrılan süre yaş gruplarına göre belirlenmelidir. Yine de çok katı davranmamalı,
çocukların ilgi ve ihtiyaçlarına göre süre ayarlanmalıdır.
Eğitimci günlük eğitim programında seçtiği amaçlar ve kazanımlar ile araç edindiği
temayı göz önüne alarak, çocuğun kazanımlarını ortaya çıkaracak şekilde, ortamın nasıl
hazırlanacağını, uyarıcıların hangi düzenlemelerle sunulacağını, hangi araçların
kullanılacağını belirlemelidir. Buna göre çocuklar serbest zamanda ilgi ve ihtiyaçlarına göre
istedikleri etkinliklere öğretmen müdahalesi olmadan kendi tercihini yaparak yönelmelidir.
Resim 1.2 : Serbest zaman etkinlikleri çocuğun yaratıcılığını geliştirir
Serbest zaman etkinlikleri çocuğun yaratıcılığını geliştirme, kendisini ifade etmesini
sağlama, yardımlaşma, paylaşma, iş birliği, başladığı işi bitirme konusunda kararlı olma,
sorumluluk alma ve aldığı sorumluluğu yerine getirme, problem çözme, olaylar arasında
neden-sonuç ilişkisi kurma ve kas becerilerini geliştirme açısından önemlidir.
Serbest zaman etkinliklerinde, seçeneklerin çeşitli olması çocukların ilgilerine göre
karar vermelerini kolaylaştırır. Bu etkinliklere serbest zaman etkinlikleri denilmesi
çocukların tamamen serbest bırakılması anlamına gelmemelidir. Eğitimci, çocuklar ihtiyaç
duyduklarında onlara rehberlik etmelidir. Ancak bu rehberlik, uyarıcı ortamı düzenleyici ve
çocukların kendi istekleri doğrultusunda karar verme becerilerini geliştirici nitelikte
olmalıdır. Çocukların çalışmalarına rehberlik, kesinlikle müdahale anlamı taşımamalıdır.
Öğretmen, çocukların etkinlikler sırasında araç gereçleri nasıl kullanacaklarını göstermelidir.
Örneğin, makası tutma ve kullanma, boya fırçalarını kullanma vb. Öğretmenin sadece bu
araçları kullanım konusunda yardımcı olarak, çocukları çalışmalarında serbest bırakması,
onların bağımsız çalışma alışkanlığını kazanmaları açısından önemlidir. Bağımsız çalışma
alışkanlığını kazanan çocukların kendilerine güven duyguları güçlenir. Böylece çocukların
çalışmalarını bitirme konusunda kararlı davranışlar sergiledikleri gözlenir. Buna karşın
öğretmenin müdahale anlamı taşıyan yönergeleri doğrultusunda çalışan çocuklar
yaratıcılıklarını ortaya koyamayacakları gibi öğretmen yanlarından ayrıldığında çalışmayı
yarım bırakabilirler. Çünkü kendi kararlarını kendi başlarına vermede zorlanabilirler.
Serbest zaman etkinlikleri süresince çocukların birden fazla çalışmaya katılmaları
desteklenmelidir. Etkinlik süresince başarısızlık endişesi nedeniyle daima aynı çalışmaya
katılan ve bu çalışmada çoğu zaman kararlı olan çocuklara diğer çalışmalar tanıtılmalı ve
düzeyine uygun en basit çalışmalardan başlayarak, daha ileri çalışmalara geçilmelidir. Bunun
sonucunda öğretmen, çocukların başarabildiklerinden başaramadıklarına doğru bir yol
izleyerek onları cesaretlendirmelidir.
Serbest zaman etkinliklerinin sonunda çocukların ortaya çıkardıkları ürünler, çocuğun adı
soyadı, tarih ve gerekiyorsa çalışmayla ilgili küçük açıklamalar not edilerek sergilenmeli,
daha sonra bu çalışmalar çocuklarla birlikte değerlendirilmelidir. Öğretmen çocukların
çalışmalarına değer vermeli ve bu çalışmaları dosyalayarak uygun bir yerde saklamalıdır.
Çocukların gelişim raporlarının yazılmasında, diğer etkinliklerde olduğu gibi serbest zaman
etkinlikleri sırasındaki gözlemleri de öğretmen açısından önemli bir yer tutmaktadır.
Eğitimci günlük eğitim programında ilgi köşelerinde oyun ve sanat etkinliklerine aynı
anda yer vermelidir.